Yasemin Salih
Oluşturulma tarihi: 03 Kasım 2024 04:00
Saat&Saat'ın İŞKUR'un desteğiyle yürüttüğü “Sofistike İş” projesi kapsamında saat ustaları eğitiliyor. Projede nitelikli ustalar istihdam ediliyor. Saat&Saat Teknik Direktörü Mehmet Düzgün, “Hedefimiz çekirdek ekibimizin yüzde 30'unun kadın olması” dedi.
Beyaz önlükleri sırtımıza, lensleri de gözlerimize taktık ve tamir masasına oturduk… Karşımızda kadranından, dakika parçalarına, kurma düğmesine kadar çeşitli saatlerden sökülmüş onlarca malzeme var. Son zamanlarda buna “ileri dönüşüm” diyorlar. Eskilerin “atılması gereken” olduğunu düşündüğü ürünlerden gerçekten faydalı bir şeyler üretmek, iş dünyasının son 15 yılda yeni bir “keşfi” gibi görünüyor ve büyük bir ekonomi yarattı. 2027 yılında dünya çapında 56,8 milyar dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. Saat&Saat'ın Maslak'taki genel merkezinde bulunan saat tamir atölyesinde de tam olarak bunu yaptık. Devridaim Enstitüsü işbirliğiyle bir “ileri dönüşüm” çalışmasına da öncülük ettik. Kimimiz eski saat parçalarından kolye yaptı, kimimiz anahtarlık yaptı… Sonunda “Herkes kendi işini yapmalı” dedik ve sorularımızı sorduk…
'DÜNYA İNCELİK İSTİYOR'
Projenin adı çok şey söylüyor. Saat&Saat'ın sürdürülebilirlik stratejisindeki mottosu “Dünya ustalık ister”. BM'nin “Sorumlu Üretim ve Tüketim”, “İklim Eylemi”, “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, “Kadın İstihdamı” ve “Sanayi ve İnovasyon” başlıkları üzerinde duruldu. Atölyede kızlar önlerinde saatleri tamir ediyorlardı. İŞKUR ile birlikte kadınlarla birlikte, saat tamiri mesleğini yaşatmak amacıyla “İncelikli İş” projesini yürütüyorlar. Saat&Saat teknik servis müdürü Mehmet Düzgün'e projenin sonuçlarının ne olduğunu sorduk. Düzgün, tamiratın yeniden bir yaşam biçimi haline geldiğini vurguladı. Uzun yıllardan beri arızalı veya arızalı saatleri teknik servis ustalarıyla tamir ettiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Üstelik sadece Saat&Saat markalarının değil, farklı markaların veya aile yadigârlarının saatlerini de aynı titizlikle onarıyoruz. 2023 yılında İŞKUR iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz İnce İş projemizde 30 yaş altı kadınlara eğitim vererek saatçilik mesleğinde kadın istihdamını artırıyoruz. Amacımız laboratuvarlarımızdaki öğretmenlerin en az yüzde 30'unun kadın olması.”
'DENİZDE ÇAYIR VAR, DEMİRLENMEYİN'
Denizlerin akciğerleri olarak bilinen deniz çayırı yatakları, son dönemde “müsilajın geri döndüğü” haberleriyle daha da ön plana çıktı. Bilimsel araştırmalar deniz yosunu yataklarının günde 14 litre oksijen üretebildiğini gösteriyor. Geçtiğimiz hafta İş Bankası'ndan bir ekip, bankanın sürdürülebilirlik lideri İzlem Erdem ile birlikte Marmara Denizi'ne yelken açtı. Yaklaşık bir yıl önce Türk Deniz Araştırmaları Vakfı ile başlatılan “Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları” projesinin etkilerinin gazetecilerle birlikte takip edilmesi amaçlandı. İzlem Erdem, şunları söyledi: “Bu projeyle, Marmara Denizi'nin sağlığı açısından büyük önem taşıyan Posidonia oceanica deniz yataklarının bulunduğu alanların haritalandırılmasını, temizlenerek atıklardan korunmasını hedefliyoruz. Bir hektar deniz yosunu yılda 1.024 ton karbon tutabiliyor. Projenin ilk yılında iki yeni deniz çayırı alanı keşfedildi. Bu bulgu, Marmara Denizi'nde azalan oksijen seviyesi açısından umut verici. Artık projenin etkisini artırmak için halkalı cıvatalar ve şamandıralar aşamasını gerçekleştirdik. “Boğaz ve Marmara Denizi'ne yerleştirilen 10 şamandıra, teknelerin çayırların bulunduğu deniz yatağına demirlememeleri konusunda uyarıyor” dedi. Bu arada deniz çayırlarının ilkbaharda çiçek açıp meyve verdiğini de öğrendim. Ve 60 tür var, bu hiç de şaşırtıcı değil…
Selcen'in birçok avantajı var
KADIN MÜHENDİSLERİN ÖNÜNÜ AÇIYORLAR
Kök hücre alanlarında kız çocuklarını desteklemeye yönelik projeler çok ses getiriyor. Sekiz yıl önce bu amaçla kurulan Faydasıçok Vakfı, “Sedefteki İnciler” programıyla önemli sonuçlara imza attı. Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Faydasıçok geçtiğimiz günlerde bir toplantı düzenleyerek nereden geldiğimizi anlattı. Verdiği bilgiye göre “Sedef İncileri”nde mühendislik okuyan 100 kız öğrenci bulunuyor. Ayrıca İşaretini Bırakanlar ve Elini Elinde adlı iki burs programı daha var. Ağırlıklı olarak mühendislik öğrencilerinin yer aldığı bu programlarla üniversitelerin farklı bölümlerinde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilere maddi ve manevi destek sağlanmaktadır. Üç programdaki toplam öğrenci sayısı 350'ye ulaştı. Kriterlerden biri de burs alan öğrencilerin kendilerinden sonra gelenlere mentorluk yapmasıdır.