Ünlü sanatçı yaklaşık 60 yıllık sahne hayatında ilklere imza attı. Rock ve heavy metal müziği Türkiye’de icra eden ilk isimlerden oldu. Koray, Türk enstrümanlarını Batı müziğiyle birleştirerek bir çığır açtı.
“Ben hep engellerle karşılaşmışımdır. Başladığımdan beri… Hala bile önümün açık olduğu söylenemez. Her zaman fazla bulunurum bazı konularda Türkiye için.”
Bu sözler modern Türk müziğinde bir döneme damga vurmuş, rock müzisyeni Erkin Koray’a ait.
Anadolu rock müzik türünün kurucusu, Türk rock müziğinin efsanevi ismi “Erkin Baba” lakaplı sanatçı, 82 yaşında Kanada’nın Toronto şehrinde hayatını kaybetti. Üzücü haberi ünlü sanatçının kızı Damla Koray sosyal medya hesabından duyurdu.
Türkiye onu “ilklere imza atan sanatçı” olarak tanıdı. Saçını uzatan ilk erkek sanatçı oydu. İlk kez Rock müziği Türkiye’de o icra etti. Okuldaki eğitim sisteminin anlamsızlığına ve öğretmenlerin tavırlarına tepki göstererek kızı Damla’yı okuldan almış ve evde kendisi eğitmişti.
Yalnızlar Rıhtımı, Çöpçüler, Arap Saçı, Estarabim, Kızları da Alın Askere, Fesuphanallah, Akrebin Gözleri, Gün Ola Harman Ola, Krallar, Şaşkın, Cemalım, Sevince, Tek Başına, Gönül Salıncağı gibi onlarca hatta yüzlerce unutulmaz eser bıraktı arkasında. Şarkıları rock ve bazen heavy metal türleri içinde kabul edilse de, Arap müziği ve Hint müziği gibi çok farklı türlerden ve tarzlardan da esintiler taşıyordu.
Hatta İstiklal Marşı’nın bestesini beğenmeyip söylenmesi zor diye Mehmet Akif Ersoy’un şiirine yeni bir beste bile yapmıştı. O üç humbucker manyetikli paha biçilemez Gibson marka elektro gitarını uzun yıllar bankada kasada sakladı. Herkesin arabesk, pop ve türkü söylediği İbo Show adlı televizyon programına çıkıp heavy metal soloları atan, distorsion gitar tonuyla riffler çalan bambaşka bir dünyanın insanıydı. Televizyonda hiçbir teknik destek görmeden orgunu ve gitarını çalarak tek kişilik konser bile verdi.
Şarkıları stadyumlarda tezahürat olarak söylendi, konserlerinde Pink Floyd, Led Zeppelin çaldı, müziğinde çok farklı türlerin yansımalarını görmek mümkündü. Belki de Türkiye’nin ilk heavy metal şarkısı kabul edilebilecek “Krallar” şarkısını dinlediğinizde Black Sabbath’ın Symptom Of The Universe şarkısının esintilerini görebilirdiniz eserlerinde…
Erkin Koray’ın hayatından kesitler
Mustafa Erkin Koray 24 Haziran 1941’de Kadıköy, İstanbul’da doğdu ve Türkiye’de yaşadığı dönemde hayatı boyunca burada ikamet etti. Küçük yaşlarda annesi Vecihe Koray’dan piyano dersleri aldı ve gitar çalmayı öğrendi.
İstanbul Alman Lisesi’nde okudu ve arkadaşlarıyla kurduğu amatör bir topluluk ile müzik dünyasına adım attı. Erkin Koray farklı bir kişilikti ve bu da müzik kariyerine yansıdı.
Bazen solo albümler yaptı, yeri geldi konserler verdi, bazen de gruplarla çaldı. Almanya, Hollanda, Belçika, Kanada gibi ülkelere gidip Türkiye’deki kariyerine onlarca kez ara verdi. Hayatı boyunca klasik bir müzisyen gibi art arda albümler yapmadı, müziği ticari bir faaliyet olarak görmedi. Her zaman kendine vakit ayırdı, gezdi, farklı kültürleri araştırdı, istediği gibi hareket etti. Para kazanma uğruna popüler akımlara kapılıp, çok satan plak, kaset peşinde koşmadı. Orhan Gencebay ile bağlamanın modern Türk müziğinde daha fazla yer alabilmesi için çalıştı, denemeler yaptı.
O her zaman bağımsızdı
İlk plak kaydını 60’lı yılların başında yarı amatör yarı profesyonel devam ettirdiği müzik kariyerinde bir yüzünde “Bir Eylül Akşamı”, diğer yüzünde “It’s So Long” adlı İngilizce parça bulunan 45’lik ile yaptı.
Bu dönemde saçlarını uzatan Koray, 1967 yılında bir yüzünde Kızları da Alın Askere, diğer yüzünde Aşk Oyunu adlı parçalar bulunan 45’liği kaydetti ve önemli bir çıkış yakaladı.
Özellikle “Kızları da Alın Askere” parçası Erkin Koray’ın geniş kitleler tarafından tanınmasında önemli rol oynadı.
Underground müzik akımının öncüsü
1968 yılında, Hürriyet Gazetesi tarafından yapılan Altın Mikrofon yarışmasına katıldı ve grubuyla birlikte dördüncü oldu. Bu yarışmada çaldığı “Meçhul” ve enstrümantal “Çiçek Dağı” şarkısı daha sonra plak olarak basılarak 800 binden fazla sattı. Bu ilk ticari başarısı oldu.
1969 yılında kurduğu Yeraltı Dörtlüsü adlı grubu ile Türkiye’de underground müzik akımının öncüsü oldu. Grup ilk konserini Ocak 1970’te İstanbul Kent Sineması’nda verdi. Bu konserin ilk bölümünde Cream, Jethro Tull ve Pink Floyd gibi dönemin ünlü rock gruplarının şarkılarını yorumladı. Bu topluluk özellikle 1970 yılında bir sürü eser verdi, underground ve psychedelic rock türü şarkıları Türkiye’ye tanıttılar. Ancak grup, Koray’ın 1971’de Avrupa’ya gitme kararı sonrası dağıldı.
John Lennon ile tanıştı
Mayıs 1971’de Erkin Koray, Hey dergisinde çalışan dostu Arda Uskan ile Cannes Film Festivali’ne gitti. Burada John Lennon ve Yoko Ono’nun çektiği kısa film Apotheosis’i canlı izledi ve filmin sonunda Koray, gösterime katılan Lennon ile konuşup bir görüşme ayarladı. Bir gün sonra Koray ve Uskan, Lennon ve Ono ile görüştü. Bu görüşmede Koray, Lennon’a yeni şarkısı “Mesafeler”i dinletti. Şarkıyı dinleyen Lennon, kendisine Avrupa’da kalmasını teklif etse de, Koray bu teklifi kabul etmedi.
1971 yılının yazı biterken Türkiye’ye dönen Erkin Koray, Super Group ve akabinde Ter adını verdiği yeni gruplar kurdu. Ter’de yıllar sonra Mazhar Fuat Özkan (MFÖ) topluluğunun bir üyesi olacak Özkan Uğur bas gitar çaldı. Bu sırada Koray, 1973’te Müge Duruman ile evlendi.
70’li yıllar ve Anadolu Rock akımı
Erkin Koray’ın belki de en verimli çağı 70’li yıllar oldu. Birçok grup kurma denemeleri sonrasında Koray, genellikle solo çalışmalar yapıp Türkiye’deki müzik listelerinde üst sıralarda yer alan klasikleşmiş birçok esere imza attı.
Eyvah, Krallar, Dost Acı Söyler, Komşu Kızı, Fesuphanallah, Arap Saçı gibi şarkılar bu dönemde piyasaya çıktı ve Erkin Koray verdiği konserlerle de bu dönemde geniş kitlelere ulaştı. Koray ilk LP’sini bu dönemde çıkardı. Elektronik Türküler adlı bu albümde 8 parça vardı. Cemalım türküsünü yeniden yorumlayan Koray aslında bu şarkıyla Anadolu Rock müziğinde devam edecek olan “eski türküleri batı enstrümanlarıyla yeniden yorumlama” geleneğinin en iyi eserlerinden birini verdi.
Bu albümdeki Yalnızlar Rıhtımı da geniş kitlelerce sevildi ve büyük ticari başarı yakaladı. Bu dönemde gelecekte 90’lı yıllarda pop müzikte çıkış yakalayacak olan Harun Kolçak, Koray’ın grubunda bas gitar çaldı.
1974’te çıkan Fesuphanallah şarkısı büyük kitleler tarafından sevilse de aslında Erkin Koray’ın Türkçe bir yorumuydu. Şarkının orijinali Sameer Yazbak tarafından bestelenmiş ve Lübnanlı şarkıcı Romeo Lahoud okumuştu. Şarkının orijinal adıysa Weili Min Hobbo’dur.
En popüler döneminde Avrupa’ya taşındı
70’li yıllardaki bu albüm ve şarkılar ile büyük ticari başarı elde etse de Türkiye’de konser turu yapmak yerine Avrupa’ya taşındı. 1982’de yayınladığı Benden Sana albümünde Hint müziğinden kesitler yer aldı. Bir sene sonra da İlla Ki albümü piyasaya çıktı.
Türkiye’ye kesin dönüşünün ardından Erkin Koray 80’li yıllarda ailevi ve maddi sorunlar yaşadı. 1985’te çıkan Ceylan albümündeki Çöpçüler şarkısı ülkede oldukça popüler hale geldi. Bu dönemde sırasıyla Gaddar, Çukulatam Benim, Hay Yam Yam albümlerini yayınlayan Koray’ın yine geniş kitlelere ulaşan Şaşkın şarkısını bu dönemde yorumladı. Bu şarkının orijinali Arapça olup gerçek adı “Ya Ayn Mulayiitayn”dır.
Erkin Koray 1990’ların başında Öyle Bir Geçer, Arapsaçı, Fesupanallah, Şaşkın, Sevince ve Yalnızlar Rıhtımı vb. hit şarkıları içeren bir toplama albüm yayınladı.
1996 yılında çıkan Gün Ola Harman Ola albümüyle sessizliğini bozan sanatçı Devlerin Nefesi adlı son albümüyle sanat kariyerine son noktayı koydu.
Erkin Koray 2000’li yıllarda bazı konser ve sahne performanslarına imza attı, televizyon programlarına katıldı.
Telif hakları en çok yenen sanatçı
Erkin Koray’ın hayatı genellikle ekonomik sıkıntılarla geçti. Eski dönemlerde Türkiye’de telif hakkı yasaları olmadığı için müzikten diğer popüler sanatçılar gibi para kazanamadı. TRT uzun seneler Koray’ı ekrana çıkarmadı. Bu durum Türkiye’de özel yayın kuruluşlarının ortaya çıkışına kadar süregeldi ve Koray’ın dinleyici kitlesinin sınırlı kalmasına yol açtı. Erkin Koray uzun bir dönem Türkiye’de telif hakları en çok ihlal edilen sanatçılardan biri oldu.
Ülkedeki bozuk düzene küsen ‘Erkin Baba’, Kanada’ya taşındı
Erkin Koray siyasetle ilgilenmese de verdiği röportajlarda siyasi söylemlerde bulunarak üstü kapalı şekilde birçok kişiyi eleştirdi. Bir televizyon programında Koray, Türkiye’de çok vatan haini olduğunu belirterek, “Bunlara bir şey de yapamıyorsun çünkü adları Mehmet falan. İçimizdeler. Dünyada başka hiçbir ülkede bu kadar vatan haini yoktur.” dedi.
Son yıllarda Türkiye’nin sosyal ve ekonomik durumundan şikayet eden sanatçı Kanada’ya taşınma kararı aldı ve uzun yıllar burada gözlerden uzak sessiz bir hayat yaşadı.
Ölmeden önceki son mesajı: “Sizleri ne kadar sevdiğimi tarif edemem”
Sanatçı ölmeden yaklaşık 1 ay önce sosyal medya hesabından hayranlarıyla şu mesajı paylaşmıştı:
“Canlar!”
Yaşlanıyoruz herhalde artık…
Size bir-iki söyleyeceğim bir şey var, onu da söyleyeyim de… Neme lazım.
Bu arada Kanada seyahatimle ayrı kaldığımız süre içinde, tabii ki yeni eserler yaptım. Bunların hepsini kızım Damla’ya, Kanada “Weagle Records” firmasından size ulaştırması için bırakıyorum. Belki “Niye sen kendin çıkarmıyorsun?” diyeceksiniz… Vallaa, memleketin bu hukuki arızaları bende hiç heves bırakmadı. Sizin de kazanmış olduğunuz mahkeme dosyalarınızın üzerine bir çizgi çekip, çapulcuya “sen devam et” dense, sizde de aynı şey olur!
Düşünebiliyor musunuz? Herif PEMBE plak kapağı yapmış. Kendi ruhunu yansıtıyor herhalde. Benim onayım yok, normal olarak. Zaten plak üzerinde onayı alınan herhangi bir şey de yok.
O yüzden bu işi kızıma bırakıyorum. Onun sinirleri benimkinden daha sağlam. Daha doğrusu ben ona, bu işlere sinirlerini bozmamasını telkin ettim.
Eserlerin adlarını özellikle şimdiden söylemiyorum. Sebebi var: “A” desem, ANNEN diye plak çıkartırlar yarın; söz ve müzik: Erkin Koray, diyerekten…
Söyleyeceklerim bu kadar.
“Sizleri ne kadar sevdiğimi tarif edemem.”
Bu sözler belki de Erkin Koray’ın hayranlarına veda mesajıydı.
Bu mesajdan yaklaşık bir ay sonra, 7 Ağustos 2023’te, Kanada’nın Toronto şehrinde akciğer ve yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle 82 yaşında hayatını kaybetti.
Yalnız geçen bir hayat ve kariyer
Koray 2000’li yılların başlarında İstanbul’da bir rock müzik festivalinde sahne aldığı dönemde Türk asıllı Alman Yönetmen Fatih Akın’ın Crossing The Bridge balgeselinde şöyle demişti: “Başladığımda kimse yoktu, yalnız başladım. Uzun yıllar yalnız devam ettim. Esasen ben kendimi hala yalnız görüyorum bazı alanlarda.”
O her zaman yalnız, bağımsız ve şahsına münhasır olarak yaşadı. Verdiği eserler çok farklı kitlelere hitap etti ve futbol sahalarında bile binlerce kişinin söylediği tezahüratlara dönüştü. Yeri geldi şarkıları tavernalarda, gazinolarda çalındı. Yeri geldi Jolly Joker’da ya da Kemancı gibi ünlü rock mekanlarında sahne aldı. Birçok şarkısı çok farklı türlerde eserler veren diğer sanatçı ve gruplar tarafından yeniden yorumlandı.
Erkin Koray’ın hayatına dair ilginç notlar
- Erkin Koray, kendisi ile özdeşleşen 1961 yılı yapımı beyaz renkli ve 3 manyetikli Gibson marka SG kasa gitarını zarar görmesin diye uzun yıllar banka kasasında sakladı.
- Kızı Damla Koray’ı Türkiye’nin eğitim sistemini beğenmeyip okuldan almış, eğitimini evde kendi olanakları ile vermiştir. Damla Koray ilk ve ortaokulu okumamış sınavlara girerek lisede okula gitmiştir.
- Erkin Koray Türkiye’de “ilk uzun saçlı erkek olarak” lanse edilmiştir. Ünlü sanatçı bu durumu o dönemde birçok insanın yadırgadığını ve tepki gördüğünü açıklamıştır. Hatta sanatçı Barış Manço “uzun saçın cefasını Erkin, sefasını ben sürdüm” bile demiştir.
- Erkin Koray annesinden aldığı piyano dersleri sayesinde 9 yaşında Bach, Bethoven ve Mozart’ın eserlerini iyi derecede çalıyordu. Annesi bunun üzerine dahi çocuk diyerek oğlunu konservatuara yazdırmak istemiştir.
- Erkin Koray Anadolu rock müzik türünün Cem Karaca ve Barış Manço ile birlikte en büyük 3 ismi arasında gösterilir.
- Erkin Koray, Türk Halk Müziği sanatçısı Orhan Gencebay ile birlikte elektro bağlamanın gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur.
- Erkin Koray en ünlü parçalarından Estarabim şarkısının melodisi ve nakarat kısmını sadece 10-15 dakika içinde yazıp bestelemiştir. En hızlı yazdığı eseri bu şarkıdır.
- Erkin Koray Fransa’da beş parasız kaldığı dönemlerde bir öğrenciye bas gitar dersi vererek geçinmiş ve Fransa’nın o dönemdeki en zengin isimlerinden komedyen Louis De Funes’in oğluyla aynı grupta provalar yapmıştır.
- Erkin Koray Almanya’da gece hayatı ve düzensiz yaşam yüzünden yolda beyin kanaması geçirmiş ve ölümden dönmüştür.
- Hiçbir popüler müzik akımına kapılmamış ve müzikten yeteri kadar para kazanamamıştır. Plak ve albümlerinin popüler olduğu 70’li yıllarda sık sık Avrupa’ya taşınarak turne yapmaktan çekinmiştir.
- Erkin Koray bir defasında uzun saçları sebebiyle İstanbul Beyoğlu’nda 5 kişi tarafından takip edilmiş ve bu kişilerle kavga ederek karakolluk olmuştur.
- Koray, 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri’nde oyunu MHP’ye vereceğini ve mevcut AK Parti iktidarının ülkeyi üstü kapalı bir şekilde “yokuşa” sürüklediğini söylemiştir. Bu açıklaması özellikle sol kesimden dinleyicileri arasında büyük şaşkınlık yarattı.